Read more: http://www.bloggerdersleri.com/2012/06/blogger-meta-tag-ayarlari.html#ixzz3CwTYFEk2 şöyle garip bencileyin: İsa Mesih Follow my blog with Bloglovin
İsa Mesih etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İsa Mesih etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Kasım 2014 Salı

Hristiyanlık Diye Bir Din


     Hristiyanlık (ya da Hıristiyanlık) diye bir din var malumunuz... ama çok garip bir din bu! Muğlak, parça parça olmuş, pagan izleri taşıyan bir din. Aklı başında hiçbir insanın kabul etmeyeceği; Tanrının, insanların günahlarını affetmek için, kendi öz oğlunun haça gerilmesinden ve cehenneme girmesinden başka bir çözüm bulamaması, papazların masum addedilmesi, insanların günahkar olarak doğduklarının kabulü, günah çıkarmak gibi garabetler içeren bir din. Batı Dünyası kağıt üstünde büyük oranda Hristiyan görünse de, akıl ve mantık tutulması yaşamayanlar, bol bol küfre girmekte (blasphemy) soluğu Hristiyanlık görünümlü Ateizm'de almaktadır. Bu açıdan, Hristiyan görünümlü bireylerin önemli bir kısmı, aslında gizli birer Ateist'tir (gerçi dinine sahip çıktığını söyleyenlerin da çok tanrılı paganlardan farkı yok gibi ama neyse).

Biraz yakından Hristiyanlık Dini:


     Bilindiği üzere Hz. İsa, bir bakire olan annesi Hz. Meryem'den babasız olarak Kudüs'e yakın Beytüllahim'de tevellüd etti. Annesi Hz. Meryem, İmran ve Hunne'nin (Hanne) kızıydı. Hz. Meryem, oğlu ve nişanlısı (aynı zamanda amcası oğlu) Yusuf Neccar ile birlikte Mısır'a göç etmek zorunda kaldı. Sonradan ise Nasıra (Nazareth) denilen yere geldiler. Hz. İsa 30 yaşında iken Peygamber oldu ve 33 yaşında diri olarak göğe yükseltildi (İslamiyete göre tabi).

güya çarmıha gerilen
ve Christ adı verilen kişi
     Hz. İsa, Yahudileri ıslah etmek için çalıştı ancak onlar, hem ıslah olmaya yanaşmadılar hem de Hz. İsa'ya "bilinmeyen babanın çocuğu" diye iftira attılar ve onu yalancı peygamberlikle itham edip, Romalılara ihbar ettiler. Yani aslında bozulmamış olan Hristiyanlık Dini, bozulmuş olan Yahudiliğin ıslah edilmiş halidir. Tarihi vesikalardan anlaşıldığı üzere, doğru olan İncil Kitabı, Hz. İsa'yı öldürmek isteyen Yahudiler tarafından, yüz seneye varmadan yakıldı ve yok edildi. O sırada İncil henüz yayılmadığından ve Hz. İsa da ancak iki buçuk veya en fazla üç sene kadar tebliğ yapabildiğinden, başka bir nüshanın yazılmış olma ihtimali de yok gibidir. Eğer bir nüsha kalmışsa da, o da İznik Konsili'nde imha edilmiş olmalıdır. Bu hakiki İncil'in yerine, bugünkü "Yeni Ahit"i (New Testament) oluşturan dört tane kitap ortaya çıktı: Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncilleri. Bu kitaplar, herhangi bir "kutsal kitab"ın hazırlanmasında ve muhafazasında gösterilmesi gereken olağanüstü hassasiyetlerin hiçbirini görmedi. Bir kısım (az kalan) doğru bilgilerin yanına, birçok uydurma ve hurafeler eklendi. Bu İncillerde, Hz. İsa tanrı olarak kabul edilir ve Havariler de Peygamber statüsündedir. Onların yazdığı risaleler de Kitab-ı Mukaddes'ten bir parçadır. Filhakika, hakiki olan İncil'de, emir ve yasaklar yani din ahkamı çok azdı. Zaten Hz. İsa da yeni bir din getirdiğini hiç söylememiştir. Dolayısıyla bu din, Hz. Musa'nın dininin devamıdır.

     Putperest iken, sonradan Hristiyan olduğunu söyleyen Büyük Konstantin'in emriyle, 325 senesinde toplanan İznik Konsili'nde, İbranice olan bütün İncillerin yok edilmesi kararı çıktı. Dolayısıyla hakiki İncil'e çok yakın olan Barnabas İncili de ortadan kaldırıldı. Şu an elde bulunan dört İncil'in dışında İncil okuyanların öldürülmesine dair emir çıktı. Pavlos'un (Paulus, Bolüs), Nasraniliği dejenere etmek için çok uğraştığı Eflatun'un (Platon) "Trinite" (Teslis, Trinity) prensibi, yani "tanrı tektir ama aynı zamanda üçtür" (Baba, Oğul, Kutsal Ruh) akidesi, Hristiyanlığın temel esaslarından biri oldu. Zaten, dört İncili yazan zatlardan ancak Yuhanna (ki kendisi Hz. İsa'nın teyzesi oğludur) Hz. İsa'yı görmüş, diğerleri ise kendisini hiç görmemiştir. Barnabas, Havarilerden biri idi ve Hz. İsa'dan duyduklarını doğru olarak aktardı. Ancak, Hristiyanlar kendisini Havarilerden saymazlar.

     Ortaçağ karanlığının en büyük müsebbiplerinden ve "kaymak yiyicileri"nden olan papazların, akıl ve mantıktan uzak uygulamalarına isyan eden Alman Martin Luther, Papa'ya karşı çıkarak, 1524'te Protestanlık Mezhebini kurdu. 1534 ise aynı nedenlerle İngilizler, Anglikan Kilisesini tesis ettiler. Protestanların, Katolik Dünyasından ayrıldığı ilk dönemlerde her iki taraf da çok kan döktü. Ortodokslar çok daha önceleri Katolik egemenlikten ayrılmış ve kendilerine mesken olarak o zamanki Bizans ve İstanbul'u mekan tutmuşlardır.

İnciller:


Eski Ahit Yeni Ahit
bir arada İncil
     Bugün elde bulunan İnciller, hiç durmadan tashih edilen ve bazı kısımları değiştirilen tarih kitaplarına dönmüştür. İbranice olan ilk nüshaların tercümeleri sırasında çok fahiş hatalar yapılmıştır ki, bunlardan bazılarının istemsiz ya da bilmeyerek değil, bilakis bilerek ve manayı tamamen değiştirme maksatlı yapıldığı ortadadır (bilhassa tevhid ile alakalı olan kısımlar). İnanılmaz saçma ve küfürde herhangi bir paganı bile geride bırakacak ifadelerin yanında, pornografide yepyeni çığırlar açabilecek, müstehcenlikte sınır tanımayan hikayeler de vardır. Bunların dışında, günümüzde İncili tefsir edenlerden bazıları, mucizeleri ısrarla maddi olarak açıklamaya çalışarak hatta mucizeleri inkar ederek, inananları maddiyata daha da esir yapmaya ve maneviyatta uzaklaştırmaya çabalıyor. Aslında, günümüzün maddeperest Batı toplumunda, Peygamberlerin mucizelerine inanacak insanları bulmak da son derece zordur. Çünki mucize, fen ve tabiat kanunlarının tam zıddı olarak, bir Peygamberin Peygamberliğini tasdik eden ve inanmayanlara meydan okuyan olağanüstü bir haldir.

     Bugünkü İncillere bakıldığında, genel manada üç kaynak dikkat çekiyor:
1. Allah kelamı olabilecek olanlar.
2. Peygamberler tarafından söylenmiş olabilecek sözler.
3. Hz. İsa'nın Havarilerinden, başka şahsiyetlerden, bazı tarihçilerden ve kimliği belirsiz şahıslardan alınan sözler.

     Başka bir açıdan ise, "Kutsal Kitap" olduğu iddia edilen Kitab-ı Mukaddeslerin genel hali şudur:
İçerisinde Allah kelamı denilebilecek kısımlar çok azdır. Bazı sözler çok açık olarak Peygamberlerin sözüdür. Hz. İsa tasviri, hepsinde başka başkadır. Kimi zaman çok yumuşak ve "bir yanağına vurana diğer yanağını çeviren" olarak betimlenirken, bazen de meyve mevsimi olmadığı halde, meyve vermeyen ağaca beddua eden biridir.

Temel ayinler:


İşa-i Rabbani  (Evharist, Efkarisitiya, Komünyon, Eucarist, Communion) ayini: Bir parça ekmek yemek suretiyle -güya- Hz. İsa'nın eti yenilmiş, bir miktar şarap içmek suretiyle de, Hz. İsa'nın kanı içilmiş olur ve böylece bir ilah olan zatı ile birleşilmiş olur ve hatta tanrının oğlu kurban edilmiş olur!

Vaftiz, Hristiyanlığa kabul ayinidir ve kişinin doğuştan gelen günahtan temizlenmesi manasına gelir.

ekmek ve şarap ikilisini
tüketmek suretiyle tanrı ile birleşmek!

"önce vaftiz olacan birader
gir bakayım soğuk suya"


Havariler


Hz. İsa'nın, kendisinden sonra dinini yaymak için seçtiği kişilere Havari (Oniki Havari, Havariyyun, Twelve Apostles) denir:
Petrus (Pierre, Simon): Papaların ilki sayılır. Meşhur zalim Neron tarafından haça gerilmiştir.
Andreas (Andrew, Andre): Petrus'un kardeşidir. Çarmıha gerilerek öldürüldü.
Yuhanna (Yahya, Johannes, Jean, John, Jovan)
Filip (Philippus): Anadolu topraklarında ölmüştür.
Matthias: İrtidat eden ve Hz. İsa'nın yerini bildiren Yudas İsharyot'un (Judas Iscariot) yerine, diğer Havariler tarafından seçilmiştir.
Büyük Yakub (James, Jacque): Yuhanna ile kardeştirler.
Küçük Yakub (James, Jacque)
Simon (Şemun): Hz. Meryem'in kız kardeşinin oğludur.
Toma (Thomas): Uzakdoğu civarlarında şehid edilmiştir.
Bartolome (Bartelmi, Bartholomew): Erzurum'da şehid edildi.
Tadeus (Thaddeus): Bu isim Dört İncil'de farklı farklı geçmiştir. Bazılarında Yudas (Jude) diye geçer, bazılarında ise Lebbaeus.