Read more: http://www.bloggerdersleri.com/2012/06/blogger-meta-tag-ayarlari.html#ixzz3CwTYFEk2 şöyle garip bencileyin: Osmanlıca yazışmalar Follow my blog with Bloglovin
Osmanlıca yazışmalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Osmanlıca yazışmalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Şubat 2015 Pazar

Osmanlıca Belgelerde Geçen Müthiş Methiye ve Tamlamalar


     Osmanlı Devleti zamanındaki yazışmalara bir göz attığımızda, kulağa hoş gelen, adeta şiir gibi olan bazı övgü sözlerine şahitlik ederiz. Gerek üst gerekse alt makamlara yazılan vesikalar, müthiş saygı sözleri ile donatılmıştır. Yine aynı şekilde üst makamlardan yazılan belgelerde de, makamın getirdiği "ağırlık", ciddi biçimde hissedilir.

     Aşağıda, çeşitli Osmanlı belgelerinden ve yazışma türlerinden (berat, ferman, şukka, ilam, irade-i seniyye, vakfiye, hatt-ı hümayun, takrir, telhis, tahrirat, tezkire, temessük, ilmuhaber, arzuhal, mazbata, hüccet) derlenen bazı hoş elkap, terkip, tanım, tamlama ve dualar var (bazıları açıklamaya muhtaç ise de çoğunun genel manası anlaşılabilir derecede):

Kıdvet-ül kudâti vel hükkâm maden-ül fazli vel kelam: Kadı ve hakimlerin, kendisine tabi olduğu kimse ve faziletler madeni

İftihâr-ül ümera-il izam-il İseviyye muhtar-ül küberâ-il fiham fi milleti Mesihiyye muslih-i mesâlih-i cemahir-it tâifet-in Nasrâniyye sahib-il ezya lil haşmeti vel vekar sahib-i dareyn-il mecdi vel iftihar.

Devletlü, inayetlü, mürüvvetlü, izzetlü, atûfetlü, refetlü, seadetlü, mehabetlü efendim sultanım hazretleri.

Mâruz-ı çâker-i kemîneleridir ki: Aciz kölenizin arzıdır ki.

Ol bâbda ve her halde emr-ü ferman hazreti veliyy-ül emrindir.

Hutimet âvâkibuhu bil hayr: (gayri müslimlere dua etmek uygun olmadığından onlara has bir temenni) Akıbeti, sonu hayırlı olsun (yani Müslüman olarak vefat etsin)

Atebe-i aliyye-i inâyetresân südde-i seniyye-i seâdetnişân lâ zâlet âlîyyeten ilâ yevm-il mîzân. 

El muzaffer daima.

Nişân-ı şerîf-i âlişan sâmi-i cennetmekân-ı sultani ve tuğrây-i garrây-i cihan sitan-ı hâkâni nefeze bil avn-il rabbani hükmü oldur ki:

Tevki-i refi-i hümayun vasıl olacak malum ola ki: Padişahın fermanı size ulaşınca, bilin ki.

Ba berât-ı âlî: Yüce berat ile.

Hilaf-ı şurûtu berat: Beratın şartlarına aykırı.

Be makam-ı dâr-üs saltanat-il aliyye el Kostantiniyye el mahruse: Korunmuş olan yüce saltanat makamının yeri İstanbul.

Ferman-ı âlîşanım sâdır olmuştur buyurdum ki:

Muttali-i tevâli-i devlet ve menbâ-i menâbi-i seâdet-ü haşmet olan südde-i seniyye-i sidremakam ve atebe-i aliyye-i gerdûn ihtiramları turâbına.

Mazmûn-ı emri şerîfimle âmil olasız şöyle bilesiz alamet-i şerife itimad kılasız: Emrime ittiba edip aynen o şekilde hareket edin.

Taht-ı âlî-i baht-ı Osmâni üzere culüs-ı humâyun-ı meymenet makrunum: Yeni padişahın hayırlı ve yümünlü tahta geçişi.

Seniyy-ül himemâ kerim-üş şîma devletlü inâyetlü atûfetlü übbehetlü efendim hazretleri.

Manzûr-ı âlî-i cenâb-ı şehinşâhi: Padişahın yüce görüşlerine.

Muvâfık-ı emr-ü irade-i seniyye-i hazreti mülükâne buyrulur ise: Sultanın müsaadesi olursa.

Enmile zîb-i tazim olan işbu tezkire-i seniyye-i âsafâneleriyle ... manzûr-ı şevket mevfûr-ı hazreti padişahi buyrulmuştur.

Hâk-i pây-i hümâyun-ı hazreti şehinşâhiye: Şahların şahı olan padişahın ayak tozu yani yüce makamına.

Sabıklarına tatbik ile hüküm buyruldu.

... hususuna hüsn-i himmet ve gayret olunması siyâkında şukka-i senâverî terkîmine ibtidâr kılındı efendim:

Ol bâbda her ne vechile emr-ü ferman isabet beyân-ı hazreti pâdişâhi müteallik ve şerefsudur buyrulur ise ânâ göre harekete mübâderet olunacağı beyanıyla tezkere.

Vech-i tahrîr-i hurûf budur ki: Bu yazının yazılmasına sebep budur ki.

Hatt-ı hümâyûn-ı şevketmakrûn.

Mehd-i ulyây-ı saltanat velinimet-i bî minnetimiz.

... efendi hazretlerinin âsâr-ı hayriyyet disâr-ı ismetpenâhilerinden: Hata yapmaktan uzak olan sultanın hayırlı eserleri.

Terkîm-i mazbata-i âcizânemize cüret kılındı: Bu mazbatanın yazılmasına cüret edildi.

Düstûr-ı mükerrem-i mübeşşer-i mufahham nizam-ül alem müdebbir-u umûr-il cumhur bil fikri-s sâkıb mümmehid-ül bünyâni-d devleti vel ikbâl müşeyyid-ül erkâni-s seadet-i vel iclâl el mahfûz bil havfi avâtıfı-l melik-il âlâ.

İşbu vakfiyye-i celîl-iş şân cerîde-i bedi-il ünvanın tahrir ve inşasına bâis ve bâdi ve tastir ve imlasına sebeb-i âdî oldur ki: Şanı yüksek olan vakfiyenin yazılmasının sebebi şudur.

Meclis-i şer-i şerîf-i enverde.

İftihâr-ül ümerâ-i vel ekâbir muhtar-ül küberâ-i vel mefâhir müstecmi-ül cemi-il meâli vel mefâhir zül kadr-il etemm ves sadr-il ekrem el muhtas bi mezid-i  inâyet-il melik-il bâri. Muhatap defterdar iken sarf edilen hoş övgüler.

Â'lem-ül ulemâ-il mütebahhirîn efdal-ül füdala-il müteverriin yenbe-ul fazli vel yakîn varîs-i ûlûm-il enbiya vel mürselin keşşâf-ı müşkülât-ı diniyye ve sahhâh-ı müteallikat-i yakîniyye keşşâf-ı rumûz-id dekâyık hallâl-ı müşkilât-ı hakâyık şeyh-ül islamî vel müslimîn müfti-i enâm-il müminîn el mustagni anit-tavsîf vet-tebyîn: Şeyhülislam böyle medh edilirmiş demek ki!


Atabe-i aliyye-i adalet-ünvan ve südde-i seniyye-i seadet-nişan lâ zâlet aliyyeten ilâ yevm-il haşri vel mîzan niyazgâhına