Read more: http://www.bloggerdersleri.com/2012/06/blogger-meta-tag-ayarlari.html#ixzz3CwTYFEk2 şöyle garip bencileyin: doğum kontrolünün tarihçesi Follow my blog with Bloglovin
doğum kontrolünün tarihçesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
doğum kontrolünün tarihçesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Haziran 2014 Cumartesi

Azalan Beyaz Irkın Toplum Mühendisliği: Öjeni Teorisi - 2

     Amerika Birleşik Devletlerinin birçok eyaletinde, bu sterilizasyon denilen kısırlaştırma devam ederken, Avrupa'da da Irkçılık revaçtaydı. Şimdilerin "aman demokrasi ne güzel, herkeste en az bir tane olmalı" kişilerinin dedeleri "faşizm çok güzel, gelsenize" diye dolanıyordu meydanlarda. 1930'lu yılların ortalarına doğru, Yahudileri iyi tanıyan, resim yapmaya olan hevesi kursağında bırakılan ve Birinci Dünya Savaşında onbaşı rütbesi ile savaşan Adolf Hitler, savaştan yenik çıkmanın verdiği eziklik, çaresizlik, ekonomik bitmişlik ve işsizlikle, çökmenin sınırına gelen Almanya'nın idaresini, hem "nasyonel" hem "sosyalist" hem de "işçi"gibi kelimeleri bir arada bulunduran bir parti vasıtası ile eline aldı. İnanılmaz karizması, Goebbels gibi bir makyajcısı ve propagandisti, Faşizme gönülden bağlı bilim insanları (kırk yıllık bilim adamı kalıbı da değişti ya neyse) ile oluşturduğu muazzam sinerji, kısa sürede netice verdi ve birkaç sen öncesinin "loser" Almanyası, dünyayı fethetmeye başladı.

      Nazi Almanyası'nın güçlü ordusu dünyayı işgal etmekle uğraşırken, bilim de ilerliyordu... ama ne yazık ki bu ilerlemelerin bir kısmı, açıkça bir insanlık suçuydu. Öjeni alanındaki çalışmalar, Avrupa'da modaydı. Almanya, "Ari Irk" sevdası peşinde, çeşitli projeler geliştiriyordu. Çalışmalar ve projeler, ABD'deki durumla paralellik arz ediyordu. Galton ve Darwin'in peşinden giden Alman Ernst Haeckel'in faaliyet ve düşünceleri, Nazi dönemi Öjenistlerinin teorik düzlemini hazırlayanlarındandı. Hitler, Margaret Sanger'ın yakın "kafa" arkadaşlarından ve "Bilimsel Irkçılığın" temsilcilerinden biri olan Madison Grant'ın meşhur kitabı "The  Passing of the Great Race" için "benim İncilim budur" demiş ve Faşist Almanya'da ilk basılan yabancı eser bu kitap olmuştur. Bu süreçte, Amerika ve Almanya arasında bir bilim insanı trafiği yaşandı. Amerikalı Öjenistler bir yığın konferans verdi.

     Öjeni üzerindeki çalışmalarını artıran Almanlar, bu konuyu daha ileri ve haliyle daha da sert yerlere getirdiler. Hatta, Birleşik Devletlerdeki Öjenistlerde, "Almanlar bu işi bizden kaptı ama bizi geçtiler" türünde
hayıflanmalar oldu. Sonradan Nazi Partisine de katılan ve Hitler'den iltifatlar gören antropolog Eugen Fischer,
van Verschuer, hastası olduğu
ikizlerle çalışırken
hareketin öncülerinden biriydi. Propaganda Bakanlığı da boş durmadı ve kamuoyunun güçlenmesi için, engelli, geri zekalı kimselerin topluma verdikleri maddi ve manevi zararlar üzerine videolar hazırlanıp gösterildi. Haliyle, sterilizasyonlar Almanya'da da hayata geçti ve "aşağı" olanlar yeni nesil üretemesin diye kısırlaştırıldı. Otmar van Verschuer'in "ikizler" üzerindeki çalışmaları, yardımcısı tarafından daha ileri boyutlara taşındı. Burada devreye, insanlık tarihinin en kötü ve acımasız bilim adamlarından biri giriyor: Josef Mengele. İkizler üzerinde yaptığı anlatılamayacak derecedeki deneylerden (aslında bildiğin işkencedir bunun adı), Çingene ve Yahudiler üzerinde uyguladığı ilaç ve karışımlara kadar Mengele, Irkçı kafayla harmanlanmış Öjenik Hareketin nerelere kadar varabileceğinin açık bir göstergesiydi. İşin enteresan tarafı, Josef Mengele'nin Auschwitz'teki (ki bu yer bazı Öjenistler tarafından bilimsel deneyler için bir cennet ve laboratuvar olarak isimlendirilmiştir) çalışmalarına başlamadan evvel asistan olarak çalıştığı ve sonradan, toplama kamplarındaki kan örneklerini gönderdiği van Verschuer'in laboratuvarı, doğrudan "The Rockefeller Foundation" tarafından finanse ediliyordu.

Latin Amerika'da faaliyetlerine
devam eden sevgi kelebeği Mengele
     Adolf Hitler önderliğindeki Almanya'nın, toplama kamplarında ve dolayısıyla deneylerindeki vahşi ve
insanlık ötesi tutumu, Öjeni çalışmalarının "insanlık suçu" ve "soykırım aracı" olduğu kanaatini güçlendiren bir
kamuoyu oluşturdu. Öjenik Hareket, başına gelecekleri sezip, usulca ve zekice strateji ve isim değişikliğine gitti. Artık "Öjeni" yoktu... "genetik", "doğum kontrolü" "aile planlaması" ve "nüfus kontrolü" olacaktı bundan böyle (oysa eski araştırma-geliştirme merkezleri ve buralarda çalışanlar hiç değişmedi)! Yani güçlü sermayelerin ve lobilerin, birçok alandaki "maske takma" ikiyüzlülüğüne bir yenisi daha katılıyordu. Hatta, hayatta kalan bütün Nazi ilişikli insanlar birbir yargılanıp, en azından hapis yatarken, bu vahşetin teorik ve pratik babalarından Otmar van Verschuer hiç yargılanmadan sıyrılırken, kasap yardımcısı Josef Mengele, ölüm yılı olan 1979'a kadar Latin Amerika'da yaşadı. Verschuer'in, Öjenizm'in karargahı konumundaki California'daki Öjenistlerle ilişkisinin, savaş sonrası hiçbir şey olmamış gibi sürdüğü bilinirken, Mengele de "ikizler" üzerindeki çalışmalarına devam etti.

     Savaş sonrası dönemdeki enteresan ve dikkat çeken durumu özetlemek için birkaç tane soru sormak, şimdilik yeterli olacaktır herhalde:

nüfusu şöyle bir %15 indirsek
süper olur diyen Bill Gates
1. Doğum kontrolü faaliyetleri neden en çok azınlıkların ve mesela Zencilerin yaşadığı yerlerde olur?

2. Neden modern dünyada demokrasi, insan hakları ve refah açısından örnek gösterilen Kuzey Avrupa ülkelerinde kısırlaştırma, taa 70'li yılların sonuna kadar devam etmiştir?

3. Neden sıkı bir Öjenist olan Sir Julian Huxley, UNESCO'nun ilk yöneticisidir?

4. UNESCO "nüfus kontrolü" oluşturmak gayesi ile mi kurulmuştur?

5. Öjenik, Beyaz Anglo Saxon ırkı korumak için mi vardır?

6. Bill Gates'in kurduğu "Bill & Melinda Gates Foundation"ın gelişmemiş ülkelerde ve Afrika'da çocuk ölümlerini azaltmak için dağıttığı aşılar, aslında nüfus ve doğum kontrolü maksatlı mıdır?

7. Neden "gelişmiş" olduğunu iddia eden ülkeler, "gelişmemiş" ülkelerde işe yarayıp-yaramayacağı belli olmayan aşılara milyarlarca dolar döküyor da, çok daha ucuza gelecek altyapı ve en azından su kuyuları ve su şebekesi kurmak için hiç çaba sarf etmiyor? Diyelim ki birkaç çocuğu, bir hastalık için aşıladınız ama o çocuk hala o kirlenmiş, leş gibi zehirli su göletlerinden içmeye devam ediyor... bu nasıl bir "iyileştirme" faaliyeti olabilir ki?

Çocuk hastalıkları için aşılar geliştirmek maksatlı milyon dolarlar harcayan Gates Vakfı ve emelleri: