Read more: http://www.bloggerdersleri.com/2012/06/blogger-meta-tag-ayarlari.html#ixzz3CwTYFEk2 şöyle garip bencileyin: Tayyip Erdoğan İrancı mı IŞİDçi mi? Follow my blog with Bloglovin

9 Ekim 2014 Perşembe

Tayyip Erdoğan İrancı mı IŞİDçi mi?


     Müsait vakitlerde çapraz tefekkür için farklı iddiaları bir araya getirerek okuma yapmak faydalıdır. Hem insan beynini tembelleşmekten kurtarır, böylece uzun vadede "alzheimer" hastalığından muhafaza eder hem de kısa vadede siyasetin kirli yüzünü görerek bazı kendini "cin" zanneden politikacıların oyunlarına ve onların borazanı olan medya haberlerine aldanmaktan kurtarır. Bu minvalde burada kısaca son günlerde dünya gezegeninin ve insanlık medeniyetinin "en birinci meselesi" olan IŞİD hadisesine temas etmek yerinde olur muhtemelen. IŞİD'in ne olduğu ve neye hizmet ettiği ile alakalı olarak az da olsa bir şeyler yazmıştık. Zaten hergün gündemi işgal eden haberlerle de kim olduklarını görüyor ve niyetlerini anlıyoruz. Burada dikkat çekmek istediğimiz nokta, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı "İrancılık" ile itham edenlerin hatta çok çirkin "Muta nikahı" dedikodularını yayanların, bugün kalkıp IŞİD meselesi yüzünden Erdoğan'a İran ile aynı ağzı kullanarak hücum etmeleridir.

     17 Aralık darbe teşebbüsüne iki aydan daha az bir zaman kala İsrail'in sağcı medyasında enteresan haberler çıkmaya başladı. The Washington Post'tan David Ignatius'a dayandırılan haberlere göre, Türkiye istihbaratının başındaki adam Hakan Fidan ve onu muhafaza eden Erdoğan, tam olarak İran ile yakın işbirliğindeydiler. Ve hatta, Erdoğan'ın istihbarat ekibi, İran'la ittifak halinde olup İsrail istihbaratı aleyhine çalışıyordu. İlginçtir ki, aynı günlerde "Hizmet Hareketi" "hizmetçi"si olan medyada, Erdoğan'a mesajlar veren diziler ve haberler yayınlanıyordu. Erdoğan'a, "içinizdeki İrancıları halledin" diyen cemaat, Türkiye'nin İran ile yakın ve gizli bir takım oyunlara bulaştığına halkı inandırmaya çalışıyordu. Cemaatin haberleri sanki İsrail medyasındaki haberlerin Türkçe tercümeleri gibiydi.

     17 Aralık ile birlikte, İsrail medyası bu haberleri yapmayı kesti. Çünkü artık gerek kalmamıştı. "Güneydeki ülke" şimdi Türkiye'de kopacak fırtınayı ve fırtınanın kasıp kavuracağı manzarayı seyredecekti. Ama hiç de öyle olmadı. Kısa vadede görülen, şimdilik Erdoğan ve ekibinin galip pozisyonunda olduğudur.

     Gelelim günümüze: Bugün, hem İran medyası, hem İsrail medyası hem de Erdoğan'ı "İran'ın uşağı" olarak Türk halkına göstermeye çalışan Cemaat medyası ittifak halinde, aynı şeyleri dillendiriyor: "Türkiye IŞİD'i destekliyor"! Erdoğan'ı İrancılıkla itham ederek halkı kandırmaya çalışanlar, bugün Türkiye ve Erdoğan'a karşı nefret haberleri yapan İran medyası ile aynı ifadeleri kullanıyor. Today's Zaman yazarı İhsan Yılmaz, "AKP voters on ISIL" başlıklı yazısında, açıkça AK Parti seçmenini "IŞİD'çi" olmakla itham ediyor ve Leman Sam'ın kulaklarını çınlatıyordu! 

Bugün, İran medyası, Tayyip Erdoğan'ın "Yeni Osmanlıcı" hayallerle, tüm Ortadoğu'yu karıştırmaya kalktığını, Arap topraklarına göz diktiğini ve Türkiye'yi Ortadoğu'da maceraya sürüklediğini yazıyor.

Çok ama çok ilginç bir şekilde, "Hizmet Hareketi"nin başındaki "kişi" de, yine bugünlerde Türkiye'yi Ortadoğu'da maceraya çekenlerin "Allah'a ve bu halka hesap veremeyeceğini" dile getiriyor ve bunun müsebbiplerini "münafıklıkla ve küfür" ile itham ediyor. İşin daha da enteresan yanı, IŞİD'in önde gelen isimleri de, Erdoğan ve hükümetinin "Allah'a ve ümmete hesap veremeyeceğini" dile getirip, Erdoğan'ı tekfir ediyor. Aradaki fark, bir tarafın tekbir getirerek mermi atması, diğerinin ise ağlayarak ve "afilli kelimeler" kullanarak mermi atması. 

     Şimdi sual sorma hakkımızı kullanarak soralım: Bugün Cemaat ve İran aynı düşünürken, yani Erdoğan'ın, "Ortadoğu macerası" olduğuna atıf yaparlarken, Erdoğan'ın İrancı olduğuna bundan sonra hangi "saf" inanacak? Önümüzdeki yaz gene seçimler var. Bu defa Erdoğan, hangi ülkenin adamı olmakla itham edilecek? 

     Hani Şener Şen sitemle karışık acıyla haykırıyordu ya; "Ya döv ya sev bi karar ver artık!" diye... siz de istikrarlı bir karar verseniz iyi olacak: Erdoğan İrancı mı yoksa IŞİDçi mi? Yoksa asıl maksat, Şafak Sezer'in bir reklamda dile getirdiği gibi "at reklamı izi kalsın" mantığı mı?

2 yorum :

  1. 10 numara yazı. Seslice okudum. Diline sağlık. Takip edeceğim bloğunu kardeşim. Maraştan Ahmet ben.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim, hayırlı akşamlar!

    YanıtlaSil

Yorumunuz için teşekkürler! Hakaret küfür olmazsa ne kaa guzel olur!